Fotoğraflarla hikayeler anlatmak benim için zihnimi gündelik işlerden biraz olsun uzaklaştırdığım, gündelik hayatta çevremizde olan güzelliğe ve sıradanlığa karşı farklı bir bakış açısı geliştirmenin, güzel görmenin bir yolu olmuştur. Son zamanlarda okul yüzünden pek fazla fotoğraf çekmeye imkanım olmuyordu. Bu yüzden dostum Fatih, 29 Ekim tatilini fırsat bilip küçük bir gezi yapmayı önerince buna hayır demem mümkün değildi. Beraber araba kiralayıp yolda olmanın tadına varmak, bolca fotoğraf çekmek için iyi bir fırsattı bu ve bizde öyle yaptık. Beraber yaptığımız fotoğraf gezisi bize aşağıda göreceğiniz fotoğrafları çekmemize imkan sağladı.
Ülkemizin her tarafında saklı güzellikler var. Bunları keşfetmek, görmek çok güzel olsa da, onları korumamız gerektiğini de bilmemiz gerek. Aşağıda paylaşacağım fotoğraflara bakınca kendimi İsviçre’de Alp Dağlarının eteğinde geziyormuş gibi hissettiğim de oldu, İzlanda’da dünya dışı bir topraktaymışım gibi hissi veren zeminlerde oldu. Eğer bunların değerini bilmezsek, o zaman gelecekte kaybettiğimiz için çok üzüleceğiz.
Sultansazlığı Milli Parkı
Kayseri’ye yaklaşık bir saat uzaklıkta olan Sultansazlığı milli parkına gittiğim zaman mevsiminde gitmediğimizin farkında vardık. Özellikle bahar aylarında dağlardan gelen sularla birlikte daha canlı ve renkli olacağını tahmin ettiğim bu doğa güzelliği, mevsimi olmamasına rağmen, bize doğada olma hissini, farklı bir park görüyor olmanın keyfini yaşattı doğrusu. Artık hayatımızda olan sosyal medya uygulamalarında çok sık gördüğüm bu mekanda, mevsimin de etkisiyle çok kişi yokken ziyaret ediyor olmakta oldukça güzel bir deneyimdi ve güzel kareler yakalamamıza olanak sağladı. Biz ayrıldığımız zaman, gün ilerledikçe gruplar halinde fotoğraf gezisine gelenleri de görmeye başladık. O yüzden buraya erkenden gelmek doğru bir fikir olabilir.
Aladağlar Milli Parkı
Gezi ile alakalı plan yapmaya başlayınca hemen internetten çevremdeki milli parklara bakmaya başladım. Fotoğraflarını görünce merak ettiğim ve “Burada harika bir doğa yürüyüşü, fotoğraf gezisi yapılır!” dediğim bir yer oldu Aladağlar Milli Parkı. Yaklaştıkça gördüğüm güzellikten heyecanlandığım, ancak haritada gösterilen yere gelince bir hayal kırıklığı yaratan mekan oldu Aladağlar Milli Parkı. Niğde sınırları içirisinde yer alan bu milli parkın bir tabelası vardı ancak bunun dışında bir şey yoktu! Ne yürüyüş yolu, ne bir görevli, nede bilgi alabileceğimiz bir yer. Parkın açıldığı dağ boğazının bir dağcılık rotasına bağlanması (bir arkadaşım daha öncesinde park içerisinde bulunan Demirkazık Dağına tırmanmıştı) ve ilerisinde bulunan Dağcılık Federasyon evinden de anladığımız kadarıyla burası özellikle dağcılar için oluşturulmuş bir milli parktı. Yani buraya yürüyüş yapmaya gelmek pekte mantıklı bir eylem değildi. Yine de olabildiğince fotoğraf çektik ve unutamayacağımız bir anı ile buradan da ayrıldık. 🙂
Erciyes Dağı
Son olarak Erciyes Dağı’na çıkıp beraber güzel kareler yakaladık. Burası daha tam olarak kar yağmaması ve soğuklu sebebiyle bize İzlanda’nın o soğuk iklimini (gidip görmesek bile) çağrıştırdı. Bazen doğaüstü güzellikleri görmek için dünyanın öbür ucuna gitmeye gerek yok, daha farklı bir gözle çevremize bakmamız yeterli aslında.
Umarım bu jurnal yazısını beğenmişsinizdir. Sizde kendinize ait jurnal yazılarının yayınlanmasını istiyorsanız yorumlar kısmından bize ulaşabilirsiniz.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşçakalın!
Bir cevap yazın